Ali Şir Nevai

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 01:44:40

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ali Şir Nevai



 

Künye[/b]

 

Uyruğu : Türk

Uzmanlık Dalı : Şiir, dilbilim

Doğum Yeri : Herat

Doğum Yılı : 1441

Ölüm Yılı : 1501Yaşamı

 

1441’de Herat’ta  doğdu. Babası Timur’un meliklerinden Sultan Ebû Said’in veziri Kiçkine  Bahşi idi. Ali Şîr Nevâî’nin ilk eğitimini babası verdi. Daha sonraki  eğitimine Horasan ve Semerkant’ta devam etti. Sultan Hüseyin Baykara ile  okul arkadaşı idi. Hatta okurken unutmamak üzere sözleşmişlerdi.

Sultan Hüseyin Baykara, Herat’ta  yönetimin başına geçince, sözleştikleri gibi Ali Şîr Nevâî’yi aradı.  Onun Semerkant’ta olduğunu öğrendi ve Maveraünnehir meliki Ahmed  Mirza’ya bir mektup yazarak Ali Şîr Nevâî’yi kendisine göndermesini  istedi. Ali Şîr Nevâî, Ahmet Mirza’nın adamları tarafından Herat’a  götürüldü. Sultan Baykara onu önce mühürdar yaptı. Daha sonra vezirlik  görevine tayin etti.

Görevi sırasında bol bol kitap okumak,  ilim çevreleriyle sohbet etmek ve araştırma yapmak imkanı bulan Ali Şîr  Nevâî, bir süre sonra yaptığı işten sıkılmaya başladı. İstifasını  Hüseyin Baykara’ya sunduysa da kabul edilmedi. Aksine Esterebad  Valiliği’ne tayin edildi. Ali Şîr Nevâî, valilik görevinde fazla durmadı  ve 1490 yılında ayrıldı.

Ali Şîr Nevâî’nin ailesi çok zengindi.  Onun için devletten hiç maaş almadığı gibi devlete yardım da etti. Ali  Şîr Nevâî topluma ve insanlığa hizmet etmekten büyük sevinç duyardı. Bu  düşünceden hareketle çeşitli vakıflar kurdu.

Valilik görevinden ayrıldıktan sonra  bilim ve sanat konularında yoğunlaşan Ali Şîr Nevâî, 1501 yılında  doğduğu şehir olan Herat’ta vefat etti.

Şiirlerini Türkçe ve Farsça yazan Ali  Şîr Nevâî, Arapçayı da çok iyi öğrenmişti. Meşhur ilim adamlarından  Molla Cami, onun şiir arkadaşlarındandır. Kaşgarlı Mahmut’tan sonra Türk  diline en büyük hizmet eden kişi olarak tanınan Ali Şîr Nevâî,  Muhâkemetü’l-Lügateyn adlı kitabında Türkçe ile Farsça’yı  karşılaştırarak pek çok yerde Türkçe’nin üstünlüğünü savunmuştur. Ali  Şîr Nevâî, bu kitabını Türkçe’yi bırakarak eserlerini Farsça verenlere  ithafen yazmıştır. Ali Şîr Nevâî, Türkçe yazdığı şiirlerinde Nevâî,  Farsça yazdığı şiirlerinde ise Fanî mahlaslarını kullanmıştır.

Ali Şîr Nevâî’nin dördü Türkçe, biri  de Farsça olmak üzere beş ayrı divanı vardır. Türkçe divanlarının genel  adı Hazâinü’l Maânî’dir. Türkçe divanlarını, Garâibü’s-Sağîr, Nevâdirü’ş  Şebâb, Bedâyiü’l-Vasat ve Fevâidü’l-Kiber adları altında yazmıştır.

Beş mesnevisinden meydana gelen  Hamse’si ile Türk edebiyatına ilk hamse yazan Ali Şîr Nevâî’nin  divanlarından hariç 18 ayrı eseri daha vardır.

Bunlar sırasıyla şunlardır:

Hayretü’l-Ebrâr, Ferhat ve Şirin,  Leyla ve Mecnun, Seb’a-i Seyyârem, Sedd-i İskender, Lisânü’t-Tayr,  Muhâkemetü’l-Lügateyn, Mecâlisü’n-Nefâis, Mîzânü’l-Evzân,  Nesâimü’l-Mehabbe, Nazmü’l-Cevâhir, Hamsetü’l-Mütehayyirîn,  Tühfetü’lMülûk, Münşeât, Sirâcü’l-Müslimîn, Tarihu’l-Enbiyâ,  Mahbûbü’l-Kulûb fi’l-Ahlâk, Seyfü’l-Hâdî ve Rekâbet-ü’l-Münâdî.

Ali Şîr Nevâî’nin eserleri hem  yazıldıkları devirde, hem de daha sonra bütün Türk dünyasında zevkle  okunmuş, pek çok ünlü Türk şairi onu örnek almış, ona övgü yazmıştır.  XV. yüzyılda yaşamış büyük Osmanlı Şairi Ahmet Paşa, XVI. Yüzyılda  yaşamış ve Azeri lehçesiyle yazmış ünlü Fuzûlî, Ali Şîr Nevâî’den  etkilenmişlerdir.

Bir çok Osmanlı aydını, bu arada Yavuz  Sultan Selim, Nevaî’nin hayranı idiler. XVIII. yüzyılda büyük divan  şairimiz Nedim bile Ali Şîr Nevâî dilinde (Çağatay lehçesinde) şiirler  yazmıştır.

Türkiyeli pek çok şair Ali Şîr  Nevâî’nin şiirlerine nazireler söylemişlerdir. Bu tesir Tanzimat  sonrasında bile kendini göstermiş, Ziya Paşa’nın Harâbât adını taşıyan  üç ciltlik antoloji eserinde Ali Şîr Nevâî’nin şiirlerine önemli bir yer  verilmiştir.

Günümüzde yayınlanan bütün edebiyat  tarihlerinde de Ali Şîr Nevâî, ilmi, irfanı, sanatı, Türkçülüğü ve  olumlu tesirleriyle övülür.

Burada bütün hayatını Türkçe’nin  tanıtımına vakfetmiş olan Ali Şîr Nevâî’nin özellikle  Muhâkemet-ül-Lugateyn adlı eserinden bahsetmek, onun Türk dili  hakkındaki düşüncelerini yansıtmak açısından yararlıdır.

Ali Şîr Nevâî’nin  Muhâkemet-ül-Lugateyn adlı eseri, bu günkü yazımızla küçük boy bir  kitabın 50 sayfasını ancak doldurur. Fakat hacim bakımından küçük olan  bu kitap, muhtevasının değeri ile deryalar kadar büyüktür.

İşte Muhâkemet-ül-Lugateyn’den bazı cümleler:

“... Nazım bahçesinin şakrak bülbülü,  Nevaî mahlasını alan Ali Şir (Allah günahlarını yargılasın ve ayıplarını  kapatsın) şöyle arz eder:

“Söz bir incidir ki onun denizi  gönüldür ve gönül bütün anlamları kendisinde toplar. Nitekim denizden  cevherleri dalgıçlar çıkarır ve onlara mücevherciler katında değer  biçilir. Gönülden söz incileri çıkarma şerefine erenler de (dalgıçlar  da) bu işin mütehassısıdırlar. O inciler bu mütehassıslar ağzında  canlanır, nisbetlerine göre yayılır ve ün kazanırlar. İnciler değer  bakımından çok farklı olurlar. Bir tümenden yüz tümene kadar (bir  liradan binlerce liraya kadar) olanları vardır. Elden ele geçen ucuz  incilerle, sultanların kulaklarına küpe olan incilerin değerleri bir mi?  

“... Şöyle bilinir ki, Türk Fars’tan  daha keskin zekalı, daha anlayışlı, daha saf, daha pek yaratılışlıdır.  Fars ise ilimde ve gayret sarfıyla elde edilen bir anlayışta daha olgun  ve derin görünüyor. Bu hal Türklerin doğru, dürüst, temiz niyetinden,  Farsların da fen ve hikmetinden belli oluyor... Ve lakin, Türk ve Fars  dilleri arasındaki kusursuzluk veya noksanlık bakımından çok büyük  farklar vardır. Söz ve ibarede, kelimelerin anlam ve kavramında, Türk  Fars’tan üstündür. Türkün öz dilinde öyle incelikler, güzellikler,  sanatlar vardır ki inşallah yeri gelince gösterilecektir... ”

“... Türkün Fars’tan daha üstün, daha  kabiliyetli, daha açık ve parlak olduğunun şundan kuvvetli delili olur  mu: Bu iki milletin gençleri, ihtiyarları, büyükleri, küçükleri arasında  kaynaşma aynı derecededir. Alış-verişleri, işleri, güçleri, düşüp  kalkmaları, oturup durmaları, birbirinden hiç farklı değildir. Aynı  hayat şartları içinde yaşarlar... Böyle olduğu halde Türklerin hepsi  Farsça’yı kolayca öğrenir ve konuşur. Oysa Farsların hiç biri Türkçe  konuşamaz. Yüzde, belki binde biri Türkçe öğrenir ve konuşursa da, onun  Türk olmadığı daha ilk sözünden belli olur... Türkün Fars’tan  kabiliyetli olduğuna bundan daha kuvvetli tanık olamaz ve hiçbir Fars  bunun aksini iddia edemez... ”

“... Fars dili yüksek ve derin  konuları anlatmada yetersizdir. Çünkü Türkçe’nin oluşumumda ve  konularında pek çok incelik, özgünlük vardır. İnce farklar, en uçucu  kavramlar için bile kelimeler yaratılmıştır ki bilgili kimseler  tarafından açıklanmazsa kolay anlaşılamaz. ”

“... Türkün bilgisiz ve zavallı  gençleri güzel sanarak, Farsça şiirler söylemeğe özeniyorlar. İyi ve  etraflı düşünseler, Türkçede bu kadar genişlikler, incelikler,  derinlikler ve zenginlikler durup dururken, bu dilde şiir söylemenin ve  sanat göstermenin daha kolay, şiirlerinin daha beğenilir olacağını  anlarlar. EserleriHazâinü’l Maânî
Garâibü’s-Sağîr
Nevâdirü’ş Şebâb
Bedâyiü’l-Vasat
Fevâidü’l-Kiber
Hayretü’l-Ebrâr
Ferhat ve Şirin
Leyla ve Mecnun
Seb’a-i Seyyârem
Sedd-i İskender
Lisânü’t-Tayr
Muhâkemetü’l-Lügateyn
Mecâlisü’n-Nefâis
Mîzânü’l-Evzân
Nesâimü’l-Mehabbe
Nazmü’l-Cevâhir
Hamsetü’l-Mütehayyirîn
Tühfetü’lMülûk
Münşeât
Sirâcü’l-Müslimîn
Tarihu’l-Enbiyâ
Mahbûbü’l-Kulûb fi’l-Ahlâk
Seyfü’l-Hâdî
Rekâbet-ü’l-Münâdî

Linkback: Ali Şir Nevai
  • Gösterim 1,755 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (5)

Yanıtlar: 0
Gösterim: 1921

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2846

Yanıtlar: 0
Gösterim: 1777


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz