Altın Saçlı Deniz Gözlü Çocuk

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 17:40:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mustafa, Şemsi Efendi Okulu son  sınıfa giderken, bir gün sınıf öğretmeni bugün okula bir müfettişin  geleceğini, ona karşı saygılı olmalarını, soracağı sorulara doğru cevap  vermelerini söyledi. Eğer bilmiyorlarsa kesinlikle parmak  kaldırmamalarını ihtar etti. İlk dersten sonraki teneffüste öğrenciler  arasında konuşulan tek konu müfettişin sınıfta ne gibi bir soru  sorabileceğiydi. Müfettişin sorduğu bir sorunun bile bilinememesi, kötü  bir intiba bırakırdı.



 Bu durumda Mustafa, çalışkan öğrenciler arasında ön plana çıkıyor ve  arkadaşlarına müfettişin sorduğu en zor soruyu bile doğru  cevaplandıracağı sözünü veriyordu.



 İkinci ders, ikinci teneffüs derken, üçüncü dersin ortalarına doğru kapı  çalındı ve müfettiş sınıfa girdi. Müfettiş, öğretmenle bir süre  konuştuktan sonra sınıfa dönerek ilk soruyu sordu: Osmanlı Devleti,  Avrupa'yı fethetmek istedi ama neden başarılı olamadı?



 Belki bu soru öğrenciler için, biraz ağır bir soruydu ama ağırlıkların  kaldırılıp kaldırılamayacağı yani sorunun cevaplandırılıp  cevaplandırılamayacağı da böyle bir soru sorulmadan bilinemezdi. Bu soru  için, sınıfın en çalışkan dört öğrencisi parmak kaldırdı. Bunların  arasında Mustafa da vardı. Aslında müfettiş sınıfa girip öğretmenle  konuşurken, orta sıralarda oturan sarı saçlı, mavi gözlü ve o mavi  gözlerinden zekâ fışkıran öğrenciyi hemen fark etmişti. Müfettiş,  nedense bu sarışın öğrenciye parmak kaldırmasına rağmen, söz hakkı  vermemiş, parmak kaldıran başka bir öğrenciden sorduğu sorunun cevabını  istemişti. O öğrenci de, müfettişin beklediği bir şablon içinde soruyu  cevaplamıştı.



 İkinci soru, ilk sorudan çok daha zor olmalıydı. Bir devlet çıksa,  diyelim ki, bu Osmanlı Devleti olsun, dünyaya hâkim olsa, bu durum  ebediyete kadar devam eder mi?



 Mustafa olaya bu paralelde dik bir çizgi çekmek ihtiyacını hissetmişti.  Birbirine paralel giden iki doğru bu dik çizgiyle kesişmeliydi.  Mustafa'nın parmak kaldırıp söz isteyerek soruya verdiği cevap şu oldu:



 " Hayır, etmez. Bırak ebediyeti elli yıl bile devam etmez. Her ne için  olursa olsun, başka milletleri boyunduruk altına almak, onları köle  durumuna düşürmenin adı emperyalizmdir. Her millet kendi sınırları  içinde özgür ve bağımsız yaşamalıdır. Yaşasın özgürlük, yaşasın  bağımsızlık!.."



 Mustafa'nın büyük bir coşku içinde söylediği bu sözler üzerine müfettiş,  bir süre öğretmenle konuştuktan sonra, Mustafa'nın yanına giderek, O'nu  alnından öptü.



 " Yaşa Mustafa!  Türk Milleti, senin gibi son derece bilgili, kültürlü  ve düşüncesini korkmadan söyleyebilen, çağdaş yeni nesil gençlere emanet  edilecektir. Sen Türk Milli Eğitimi'nin gururusun. "
Linkback: Altın Saçlı Deniz Gözlü Çocuk
  • Gösterim 1,998 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (5)


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz