"C-Ç" Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Açıklamaları

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 15:20:24

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer."Mahalle bir anda cadı kazanı gibi kaynamaya başladı."





Caka satmak : Çalım satmak, gösteriş yapmak."Caka satmayı bırak da işine bak."





Cambul cumbul : Pek sulu, suyu bol (yemek için)."Yemek cambul cumbuldu ama lezzetli olmuştu."





Cana can katmak : insanda yaşama sevincini artırmak; insana neşe, heves ve iç gücü vermek."Ah o cana can katan yaylaya bir daha çıkabilsem."





Can alacak yer (nokta) : Bir şeyin en önemli yeri, en temelli noktası."Meselenin can alıcı noktasına bir türlü ulaşamadık."





Cana minnet (bilmek) : ihtiyacı olduğu halde arayıp da bulamadığı şeylerden saymak."Yalnızca su mu ? Canıma minnet, çabuk ver."





Can atmak : Herhangi bir şeye sahip olmayı, ya da herhangi bir şeye erişmeyi çok istemek."Top oynamaya can atıyordu."





Can borcunu ödemek : Ölmek."Beni korkutamazsın, bir can borcum var, onu da öder kurtulurum."





Cana yakın : Sevimli, sokulgan, insana pek sıcak davranan."Ne cana yakın bir insanmış meğer."





Can baş üstüne : istenilen, arzu edilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatır."Can baş üstüne efendim, kasabaya varınca onu hemen göreceğim."





Can çekişmek : Ölmek üzere bulunmak."Yanına vardığımızda hayvan can çekişiyordu."





Can damarı : Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç."Babam evin can damarıdır."





Can damarına basmak : Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak."Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler."





Can dayanmamak : Bir acı, üzüntü, sıkıntı ve istek karşısında direnme gücü kalmamak; dayanıklılığı yitirmek."Yıllarca uğraşıp didinip yaptığı ev bir anda kül oldu, buna can mı dayanırdı ? "





Can düşmanı : Öldürmeyi bile düşünen, aşırı kin ve düşmanlık besleyen, dost olmayan."Can düşmanları etrafında cirit atıyorlardı."





Can evi : 1. Yürek. 2. En duyarlı bölge."Onları can evlerinden vurmaya yemin etti."





Can evinden vurmak : En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkanı kalmayacak şekilde vurmak."Onları can evinden vurmalıyız ki bir daha bellerini doğrultamasınlar."





Can havli ile : Ölüm korkusundan kaynaklanan güçlü bir tepkiyle (bir eylem yapmak)."Silah sesini duyunca can havli ile yerinden fırladı."





Canı burnuna gelmek : Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak."Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi."





Canı (gönlü) çekmek : Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak."Şimdi o yeşil eriklerden olsa da yesek, öyle de canım çekti ki."





Canı çıkmak : 1. Ölmek. 2. Çok yorulmak. 3. Çok yıpranmak."Onu razı edinceye kadar canım çıktı."





Canı gitmek : Önem ve değer verdiği, beğendiği bir şeye zarar gelecek diye çok korkmak, kaygılanmak."Araba çizilecek diye canı gidiyor."





Canına değmek : 1. Çok hoşlanmak, yararına yapılan işten ötürü çok sevinmek. 2. Ruhu şad olmak."Büyükannenin canına değsin, ikramın bizi oldukça sevindirdi"





Canına kıymak : 1. intihar etmek, kendini öldürmek. 2. Acımadan öldürmek. 3. Kendini yoracak, yıpratacak kadar iş görmek."Komşunun kızı canına kıymış."





Canına okumak : 1. Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek. 2. iyi bir şeyi kötü hale getirmek, heder etmek, harcamak."Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."





Canına tak demek : Sabrı kalmamak, bir sıkıntıya dayanamaz duruma gelmek."Canıma tak dedi artık, ya yaptıklarına son verirsin ya da burayı terkedersin!"





Canına yandığım (yandığımın) : Kimi zaman sevgi ve hayranlık, kimi zaman da kızgınlık ve öfke gibi duyguları anlatmak için kullanılır."Canına yandığımın adamı, bizi saatlerce bekletti bu soğukta."





Canına yetmek : Bezmek, bıkmak, bir zorluğa dayanamayacak duruma gelmek."Canıma yetti artık bu işi yapmayacağım."





Canından bezmek : Çektiği sıkıntılar yüzünden içinde olduğu hayatı artık istemeyecek bir duruma gelmek."Ne yapayım böyle hayatı, beni canımdan bezdirdi!"





Canını almak : Öldürmek."Allah canını alsın da kurtulalım senden!"





Canını bağışlamak : Öldürebileceği bir kişiyi öldürmekten vazgeçmek."Ona kıyamadı ve canını bağışladı."





Canını dişine takmak : Büyük sıkıntıları, tehlikeleri göze alarak bir işi başarmaya çalışmak."Canını dişine takıp koca kayayı parçalamaya devam etti."





Canını sokakta bulmak : Sağlığını koruması, kendini yıpratmaması ve tedbir alması gerektiğini anlatmak için kullanılır."Biraz soluk almama izin ver. Ben canımı sokakta bulmadım."





Canının içine sokacağı gelmek : Birine karşı büyük ölçüde sevgi duymak, birinden çok hoşlanmak."Öyle ki o yavrucağı canımın içine sokacağım geliyor!"





Canını vermek : 1. Hiçbir şey esirgememek. 2. Bir şey uğrunda en değerli varlığını feda etmeye, hatta ölmeye hazır olmak. 3. Bir şeye aşırı ölçüde düşkün olmak."Vatan uğruna kim can vermez ki ? "





Canını yakmak : 1. Fiziki acı vermek. 2. Bir kimseyi zarara ya da sıkıntıya sokmak; üzmek, kaygılandırmak."Lütfen canını yakma çocuğun."





Canı tatlı : Acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanmayan."Öyle de canı tatlı ki ne zaman bir şey taşınacak olsa bir bahane bulup ortadan kayboluyor."





Canı tez : Sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan, ivecen."Bekle de gör, ne canı tez adamsın sen öyle!"





Canı yanmak : 1. Fiziki bir acı duymak. 2. Bir işte zarar görmek, manevi bir üzüntü duymak."Canını yakmadan ver o elindekini bana!"





Can kalmamak : Gücü, kuvveti kesilmek; bitkin bir duruma düşmek."Daha fazla yürüyemeyeceğim, can kalmadı bende, siz gidedurun."





Can kaygısına düşmek : Her şeyi bırakıp, içine düştüğü tehlikeden varlığını kurtarma ve koruma çabasında olmak."Ortalık birbirine girip silahlar patlamaya başlayınca can kaygısına düştü zavallı kadın."





Can kulağıyla dinlemek : Kendini vererek, büyük bir dikkatle dinlemek."Babasının söylediklerini can kulağıyla dinlemeye başladı."





Canla başla : Seve seve, her türlü zorluğa göğüs gererek, var gücüyle, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak."Hepsi canla başla çalıştı."





Canlı cenaze : Çok zayıf, güçsüz, zayıflıktan kemikleri çıkmış kimse."Adam canlı cenaze gibiydi."





Canlı yayın : Kişilerin ses ve davranışlarını o anda ve doğrudan doğruya veren radyo ve televizyon yayını."Parti temsilcileri bu akşam televizyonda canlı yayında tartışacaklar."





Can pazarı : Herkesin kendi canının kaygusuna düştüğü ve kendi canını kurtarmaya çalıştığı tehlikeli bir durum, yer."Ortalık toz dumandı; haykırışlar, inlemeler ortalığı çınlatıyordu; insanlar can pazarının tam ortasındaydılar."





Can sağlığı : Esenlik, kişinin sağlıklı olması."Ne demeli canım kardeşim, inan bundan ötesi can sağlığı."





Can sıkıntısı : Yapılacak iş ve bir şeyle oyalanma imkanı bulamamaktan duyulan tedirginlik, içine düşülen bunalım."Bütün gün evde oturuyor, can sıkıntısından ne yapacağımı bilemiyordum."





Can vermek : 1. Ölmek. 2. Ruha güç vermek, yaşar duruma getirmek. 3. Bir şeyi çok ister olmak."Adam bir kurşunda can verdi."





Can yakmak : 1. Üzmek, acı vermek. 2. Zulmetmek, eziyet etmek. 3. Bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak."Şu hareketlerinle canımı yakıyorsun."





Can yoldaşı : Yalnızlıktan kurtulmak için birlikte yaşanılan kimse."Her insanın bir can yoldaşına ihtiyacı vardır."





Cart curt etmek : Göz dağı vermek ya da övünmek amacıyla abartılı konuşmak."Karşımda cart curt edip durma."





Cart kaba kağıt : Yüksekten atan, yapamayacağı şeyleri yapar gibi konuşan, çalım satan kimselere karşı söylenen küçümseme ünlemi.





Cebi delik : Parasız, cebinde para tutmasını bilmeyen."Daha ne kadar cebi delik dolaşacaksın."





Cebini doldurmak : Karşılaştığı fırsatları değerlendirerek bol para kazanmak."Cebini doldurmaktan başka bir düşüncesi yok adamın."





Cehennem azabı : 1. Çok büyük sıkıntı, eziyet. 2. iman etmeyenlerin, kafirlerin, günahkarların cehennemde çekecekleri ceza."Allah bizi cehennem azabından korusun."





Cehennem olmak : Defolup gitmek."Çabuk cehennem ol yanımdan."





Cemaziyülevvelini bilmek : Bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki kötü bir yönünü veya kötü durumunu bilmek."Sakın güvenme ona, ben onun cemaziyülevvelini bilirim."





Cendereye sokmak : Çok sıkıştırmak, manevi baskı altına almak."Adamı cendereye almayı iyi beceriyorsun."





Cevabı yapıştırmak : Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek."Öyle bir cevap yapıştırdı ki hasmı donakaldı."





Ciğeri beş para etmemek : Değersiz, kendisine güvenilmez, korkak, aşağılık (bir kimse olmak)."Bırak, ondan söz etme bana, ciğeri beş para etmez adamlarla işim yok."





Ciğerimin köşesi : 1. Çok sevdiğim. 2. Sevgili evladım."O, hala benim ciğerimin köşesidir."





Ciğerini okumak : Karşısındakinin gizli düşüncelerini bilmek, aklından geçenleri anlamak."Bizimi düşünüyormuş ? Ben onun ciğerini okurum; o kendinden başkasını düşünmez."





Ciğerini sökmek : Bir kimseyi büyük ölçüde zarar ve ziyana uğratmak."Söyle ona, beni oraya getirtmesin, gelirsem ciğerini sökerim onun."





Cin çarpmışa dönmek : Neye uğradığını anlayamayacak kadar kötü duruma düşmek."Bir tokatta cin çarpmışa döndürdü adamı."





Cin fikirli : Zeki, çok kurnaz, her zaman kendi çıkarını kollayan, çok anlayışlı."Endişelenmeyin; o cin fikirli, o işin de üstesinden gelecektir."





Cinler cirit (top) oynamak : Bir yerin ıssız, ürküntü verir olduğunu anlatmak için kullanılır.





Cinleri başına toplamak : Öfkelenmek, kızmak, çok sinirlenmek."Zorla cinleri başıma topladınız."


Linkback: "C-Ç" Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Açıklamaları
  • Gösterim 2,029 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (5)


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz