Deniz Balıkları Hakkında Kısa Bilgiler (Pişirme Önerileri) - By LoDoS

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 16:26:23

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.



[/b]



 



B
alıkta şeker,karbonhidrat yok denecek kadar azdır.Protein açısından  ise son derece zengindir.Bu özellikleri nedeniyle son derece sağlık lı  bir yiyecektir.

 

Yüz gram yağlı  balık yaklaşık 22 gram, yağsız balık ise 10 gram protein içerir. Balık  aynı zamanda proteininden en çok faydalanılan besin türüdür.

 

İnsan vücudu bu  proteinin %93′ün den faydalanır.Bu oran kırmızı etlerde ve diğer be yaz  etlerde çok düşüktür.Balık az karbonhidrat içermesinin yanısıra  madensel tuzlar ve mineraller açısın dan son derece zengindir, bol  miktarda fosfor, kalsi yum, iyot ve flor içerir.

 

 Balık eti A,B1,B2 ve D vitaminleri açısındanda zengindir.

 

 Üç tarafı  denizlerle çevrili ülkemiz,her geçen gün artan çevre kirliliğine rağmen  balık çeşitle ri açısından son derece zengin bir ülkedir.Deniz balıkları  siyah etli-beyaz etli,yerli ve göçme olarak sınıflara ayrılırlar.

 

 Beyaz etli  balıkların sindirimi siyah etlilere nazaran daha kolaydır.Jelatin  içerdiklerinden haşlamaya elverişlidirler.Tavası, ızgarası, yağlı ol  dukları mevsimlerde de ızgarası yapılır.

 

 Bunlara ör nek  olarak barbunya, tekir, levrek, kefal, lüfer,kal kan, mercan, çipura,  dil, pisi ve kırlangıçı örnek gösterebiliriz .Torik,palamut,uskumru,kolyos,kılıç,hamsi,sar  dalya,gümüş gibi balıklarda siyah etli balıklar sınıfı na girerler.Bu  balıklar beyaz etlilere nazaran daha yağlıdırlar ve daha az jelatin  içerirler.

 

 Bu nedenle haşlamaya uygun değillerdir ve hazımları daha zordur.

Barbunya



 [/b]  

Denizlerimizin  bu tatlı balığı genellikle ege ve akdenizde bulunur. Yeni bir balık  türü olan barbunya sıcak ve ılık denizlerin kıyıya yakın olan kumlu ve  çamurlu deniz diplerinde, az olmakla berebar kayalık yerlerde yaşar.  Genelde 17 ila 20 cm arasında olup nadiren 40 cm ye kadar çıkar. Kaya  barbunyası, kum barbunyası, ot barbunyası ve paşa barbunyası diye dört  çeşiti vardır.



Bunların içinde en makbulu kaya barbunyasıdır. Sırtı kırmızı ve  karın kısmı beyaz olan kaya barbununun sırtında hiç gri leke bulunmaz.  Kum ve ot barbunyasında ise sırt gri ile kırmızı renklerin karmaşası  halindedir.



Paşa barbununun her iki yanında çeneden kuyruğa doğru sarı bir  şerit bulunur. Tekir ile çok karıştırılan bu balığın en lezzetli zamanı  temmuz ve ekim ayları arasıdır.



Bu süre zarfında tavası, ızgarası ve kağıtta kebabı çok güzel olur. Tekirden en büyük farklılığı kafasının daha uzun oluşudur.







 

Tekirin kafası küttür ve çene altında iki sakalı bulunur..

 

Barbunyaya çok benzeyen be yakın akrabası olan bu balık bütün denizlerimizde avlanır.



Karadeniz ve marmarada avlanılanlar 6 ila 10 cm arasındaır. Ege ve akdenizde ise boyları barmunyayı yakalar.



Çene altı bıyıklarının uzunluğu, küt kafası ve birinci sırt  yüzgecindeki sarı-siyah benekleri ile barbunyadan ayrılır. Dört mevsim  yenebilecek bu balığın en lezzetli zamanı, aynen barbunyada olduğu gibi  temmuz-ekim ayları arasıdır. Tavası ve kağıt kebabı çok güzel olur.



 

Çipura

[/b]



Egenin meşhur yerli balığı olan ve küçük sürüler halinde gezen çipura son yıllarda çiftliklerde de üretilmeye başlanmıştır.



Çipura elips biçiminde yassı vücudu, beyaz karnı, koyu gri sırtı  ve pembemsi yanakları ile tanınır. Atlas okyanusu, kuzeybatı karadeniz,  ege ve akdenizde bulunur.

Bir zamanlar marmara denizinde de yakalanan ve alyanak adı ile tanınınan  bu balığın malesef nesli tükenmiş durumdadır. Genelde 20 ile 35 cm  arasındadır. Ancak 6-7 kg ‘ ya varanlarına da rastlanmıştır.



Her mevsimde zevkle yenebilen bu balığın ızgarası, buğlaması,  çorbası, fırnını çok güzel olur. Izgara için ideal büyüklük 250 ila 350  gramdır.



Daha büyüklerinin fırında pişirilmesi tercih edilmelidir. Buğlama ve çorba için her boyu kullanılabilir.

Tadı nefis olan bu balığı katkısız, yani ızgara veya fırında yenmesi tercih edilmelidir.

Isparaz ve lidaki bu türün küçük çeşitleridir.



Karagöz





Çipuranın yakın akrabası olan karagöz elips şeklinde, yassı, gümüşi pulları olan yerli bir balıktır.



Baltabaş, sivri gaga, sagos ve mırmır gibi çeşitleri vardır. Ortalama 20-25 cm , en 50 cm boyunda olur.



Yazın taşlık ve yosunluk, midyesi bol yerlerde yaşar. Kışın derin  sulara çekilir. Her mevsimde yenebilen bu balık, özellikle mayıs-temmuz  ayları haricinde daha yağlı ve lezzetlidir.



Aynen çipura gibi ızgarası, buğlaması, fırnını ve çorbası çok güzel olur. Bir kg ve daha büyüklerinin fırını tercih edilmelidir.

Dil Balığı



[/b]



Dil balığı da yerli balıklarımızdan olup ege ve akdenizde bolca yakalanır. Her mevsimde yenebilir.



En lezzetli zamanı kasım ile şubat ayları arasıdır.

Tavası çok güzel olur.

İrilerinden fileto çıkarılıp şiş veya salçalı fileto yapılabilir.

 



Hamsi







Gözlerinin  gerisine kayan ağzı ile yivrilmiş burnu ile yakın akrabası sardalyadan  kolaylıkla ayrılır. Gümüş balığıda hamsinin akrabasıdır. Boyu ortalama  12 cm olup azami 18-20 cm ye kadar büyürler ve çok büyük sürüler halinde  gezerler.

 

Karadeniz hamsisi azak ve karadeniz olmak üzere ikiye ayrılır.  Azak hamsisinin burnu daha küttür. Azak denizinde üreyip kışlamak üzere  güneye, bizim orta ve doğru karadeniz bölgesine inerler; nisan sonunda  da kuzeye göç ederler.



Karadeniz hamsisi ise kuzeybatı karadenizde ürer, kışlamak üzere  kasımdan şubata kadar trakya kıyılarına ve marmaraya göç eder. Nisan  ayında da yumurtlamak üzere karadenize çıkar. Ayrıca marmara hamsisi  denilen yalnız marmarada çıkan daha küçük ve göç etmeyen bir hamsi  türüde vardır. Aynı tür kuzey egede de bulunur.



Bu hamsinin sırt rengi daha açıktır. Hamsi özellikle karadeniz  yöremizin temel gıdası, temel protein kaynağıdır. Fiyatının ucuz olması  nedeniyle çok geniş kitle tarafından tüketilir.

Hamsinin hemen her türlü yemeği yapılır. Izgara, fırın, kağıt kebabı, buğlama, plaki, yahni gibi. Siyah etli bir balık olamasına rağmen buğlamaya son derece uygundur.



Yaz aylarında yağsız olduğu için ızgara yerine tava veya  buğlaması tercih edilmelidir. Kış aylarında yakalanan hamsi tuzlanıp  saklanır. Buna ançovi tabir edilir.

Ayrıca balık yağı ve balık unu üretiminde de kullanılmaktadır.



Sardalya





Hamsinin  yakın akrabası sardalya sürüler halinde yaşar ve kıyılar boyunca göç  eder. Hamsi gibi ticari değeri çok yüksek bir balıktır. Kurutularak,  tuzlanarak hatta balık yağı ve balık unu elde etmekte kullanılır.  Sardalya adı konserve işleminden dolayı konserve ile özleşleşmiştir.



Hatta ringa konservesine de aynı ad verilir. Sardalya akdenizde 15-20 cm dolaylarındadır.



Okyanusda ise 30 cm kadar büyürler. Hamsi karadeniz için ne ise  sardalya da Portekiz, İspanyanın atlas okyanusu kıyıları, sicilya ve  malta için aynı şeydir. Bu ülkelerde bir çok yemek sardalya üzerine  kurulmuştur.



Ülkemizde kuzey egede bolca yakalanan sardalyanın en lezzetli  mevsimi temmuz-ekim aylarıdır. Bu sürede çeşitli ızgaraları, fırnını ve  kağıt kebabı, buğlaması ve plakisi yapılabilir.



Kasım-haziran arasında ise ancak plaki ve buğlaması yapılabilirse  de bir önceki döneminki kadar lezzetli olmaz. Sardalyanın küçüğüne  papalina tabir edilir; ayıklamadan yemeği yapılır.



Tirsi ise sardalya azmanıdır. Kıl tarzında çok kılçığı vardır ve sardalya kadar lezzetli değildir.



Uskumru





Kolyosa  çok benzeyen ve sürüler halinde dolaşan göçmen bir balıktır.  Denizlerimizde 30 cm civarında olan uskumru kuzey denizinde 50 cm ye  kadar büyür.



Yaz aylarını karadenizde geçiren uskumru eylül ve ekim aylarında  marmaraya iner ve kışı burada geçirip yumurtlar. Mart ila haziran  aylarında da karadenize döner.



Uskumru büyüklüğüne göre üç değişik ad ile adlandırılır.

En küçüğü kalinaryadır. 20-25 cm civarında ve yağlı olanları uskumru, dönüş uskumrusu ise çiroz olarak adlandırılır.

Yazın yakalananlara ise lipari denir.



En lezzetli olduğu dönem eylül ayından yumurtlamaya başladığı  ocak ayı sonuna kadardır. Bu süre içinde ızgarası, kağıt kebabı,  dolması, köftesi ve tuzlması çok güzel olur.

Bu mevsimlerde yağlı olduğundan tavası tavsiye edilmez.



Şubattan itibaren yağını kaybetmeye başladığından tavası  yapılabilir. Yazın yakalananlar ise plaki ve tava için uygundur.  Ilkbaharda karadenize dönüş yapan çirozlar kurutulur.

Esas adı çiroz kurusu olan bu kurulmuştur balığa geçen zaman içinde ismi kısaltılarak yalnızca çiroz denmeye başlanmıştır.



Uskumrunun kolyostan önemli farkları aşağıdadır.



1-
Uskumru ile kolyosun sırtı desenleri biribirine benzemekle birlikte kolyosun rengi koyu, uskumrunun ise açıktır.

2- Uskumrunun kuyruk çatalının içi boş ve iki çizgiden ibaret bir v harfi tarzındadır.

3-Uskumrunu gözleri neredeyse toplu iğne başı kadar küçük, kolyosun ise iridir



Kolyos

[/b]



Uskumruya çok benzeyen bu balık uskumru ile berebar sürüler halinde göç eder.



Ayrıca marmara ve ege denizinde yerli türleride bulunur. Tadı uskumruya nazaran oldukça yavan olduğundan genelde tavası yapılır.



Ocak ayı en yağlı zaman olduğundan tuzlama için en ideal zamandır. Tuzlaması çok güzel olur.

 



Lüfer





Akdeniz, Karadeniz, Marmara, Hint okyanusu ve Atlas okyanusunda sürüler dolaşan lüfer pullu bir göçmen balıktır.

Soğuk denizde yaşayanları daha yağlı olduğundan daha da lezzetli olur.  ülkemizde karadenizde ve istanbul boğazı ile marmara denizinde  yakalananların tadı muhteşemdir.

Daha güney denizlerimize indikçe yavanlaşır ve kendisine mahsus o güzel tat ve kokuyu kaybeder.



Eylül ortasından ocak sonuna kadar olan zaman en yağlı ve en  lezzetli zamandır. Bu devre içinde ızgarası tavsiye edilir. çinekopunda  ızgarası çok iyi olur, ancak mevsimi lüfere göre kısadır.



Kasım sonundan itibaren azalmaya başlar. Diğer zamanlarda büyüklüğüne göre plakisi, buğlaması kağıt kebabı ve tavası olur.



İlkbahara da son derece yağsız olduklarında tava, plaki ve buğlaması tercih edilmelidir.

Lüfer büyükğüne göre en çok isim alan balıktır. Lüfer çeşitleri şöyledir.

1- 10 cm ye kadar yaprak

11-13 cm arası çinekop

14-16 cm arası kaba çinekop

17-20 cm arası sarı kanat

21-30 cm arası lüfer

31-35 cm arası kaba lüfer

35 + cm den büyük kofana







Palamut





Uskumru, torik ve orkinosu içeren bir familyadandır. Sürüler halinde yaşayan pulsuz siyah etli bir göçmen balıktır.

Sırtı çizgili, karnı gümüş rengindedir.



Uzunluğu 1 metreye kadar varır. Bu familyanın çeşitleri bütün  denizlerimizde görülmekle birlikte en lezzetlileri karadeniz ve  marmarada avlanılan tipleridir.



Karadeniz ve marmara palamutunda baştan kuyruğa doğru muntazam  çizgiler halinde giden, dördü koyu, üçü açık menevişli 7 adet band  bulunur.



Egede yaşayan, tombik, benekli orkinos ve yazılı orkinos isimleri  alan yakın akrabasında ise sırttan karına doğru dalgalar halinde yine  en az 16 adet alacalı bant ile karın civarında en az üç adet siyah benek  bulunur.



Bu cinsin etinin tadı hakiki palamuta nazaran hiç güzel değildir.  Ama çok kişi bu özelliği bilmeyip palamut diye aldanır ve sonra  palamuttan soğur.



Palamut avı ağustos ayında başlar. önce karadenizde sürüler  halinde vanoz ve çingene palamutu, eylülden itibaren de palamut gelmeye  başlar.



En lezzetli zamanda eylül başından şubat ortalarına kadar olan  zamandır. Bu mevsimde çok yağlı olduğundan tavası biraz ağır kaçar. Bu  nedenle ızgarası ve fırını tavsiye edilir.

Aynı mevsimde yahniside harika olur.



Diğer mevsimlerde tavası yapılabilir. Palamut siyah etli bir balık olduğundan buğlaması ve çorbası tavsiye edilmez.

Palamutun boyuna göre isimlendirilmesi.

1-20 cm ye kadar palamut vanozu.

2-20-30 cm arası çingene palamutu

3-31-40 cm arası palamut

4-40-50 cm arası kestane palamutu

5-51-60 cm arası torik

6-61-65 arası sivri

7-65-70 cm arası altıparmak

8-70 cm den büyük zindan delen.



 



Levrek, Çinekop, Eşkine







 

12 değişik türden meydana gelen bu familya ılık ve tropik suların sığ kesimlerinde yaşar.



Vücutları iğ biçiminde ve yandan hafif basıktır. Pulları oldukça  iri olan levreklerin yanları genelde beyaz, alt bölümleri gümüşi, alt  yüzgeçi ise sarımsıdır.



En irileri bir metreyi geçebilir. ülkemiz denizlerimizde 20 ila 60 cm arasında olabilirler.



Bayağı levrek ve benekli levrek olmak üzere mevcut iki tipi bulunur. Sırtlarındaki çok sayıda benek ile ayrılırlar.

Benekli levrek güney ege ve akdenizde bayağı levrek ise bütün denizlerimizde görülür.



Karadenizde kötek olarak da bilinen minekopta bu familyanın diğer bir türüdür.



Eşkineye çok benzeyen minekoplar 30-80 cm arasında olur. 1 metreden büyük ve 20-25 kg olanlarına da rastlanmıştır.

Erişkinler kıyıya yakın kayalık dipleri, yavrular ise akarsu  ağızlarını tercih ederler. Parlak mavimsi-gri renkteki vücudu sırtan  karına doğru inen sarı menevişli çizgilerle bezenmiştir.

Karnı gümüşi beyazdır. Eşkine ise bütün denizlerimizde görülen kıyıya yakın kayalık diplerde yaşayan bir türdür.



Ortalama 30 cm ve 600 gr dır. 3-4 kg lik irilerine de  rastlanmıştır. Sırtı kamburumsudur ve koyu kahve ile lacivet arası bir  renktedir. Karnı ise sarı-beyaz menevişlidir.



Başının içinde gözlerinin arkasında herbiri 4-5 gramlık beyaz taş  bulunur. Halk arasında bu taşların idrar söktürücü ve böbrek taşı  düşürücü olduğuna inanılır.



Genelde tek gezen, geceleri avlanan ve oyuklar arasında  süzülürcesine dolaşan bu balığın başlıca besini karides ve yavru  balıklardır.



Yıl boyunca yenen levreğin çok lezzetli eti vardır. En güzel mevsimi kış ayları ve ilkbaharın başıdır.



Her türlü yemeği yapılan levreğin buğlaması, fırında kağıt kebabı ve mayonezlisi nefis olur.





 

İstavrit

 

[/b]



 

İstavrit, marmara ve boğazda balık avlamaya başladıklarında ilk tanıştıkları balıktır.



Ağzı öne uzayabilen, dişleri ince, gözleri iri, kuyruğu derin çatallı ve vücudu iğ biçiminde olan göçmen bir balıktır.



Marmara, ege ve karadenizde yaşayan yerli türleri de vardır. Marmara da 15-20 cm, egede 30 cm civarında olurlar.

Marmarada boyu 10 cm nin altında olan küçük istavritlere kıraça denir.  Karadenizin doğusunda istavritler palamut büyüklüğünde 50 cm olurlar.



Sarı kuyruk istavrit ve sarı kanat istavrit olarak adlandırılan tipi sularımızda ençok bulunan türdür.

Istavritler sonbaharda marmaraya inerler mayıstan itibaren karadenize geri dönmeye başlarlar.



Her mevsimde yakalanan istavritin en lezzetli olduğ zaman kasım ile şubat ayları arasıdır.



Tavası ve fırnını çok güzel olur.








İzmarit







 

Ağzı körüklu gözleri iri, sırt-göğüs ve anus yüzgeçleri ser diken ışınlı bir balıktır.



Sularımızda iki türü vardır: Menekşe izmarit ve istargilos.

Izmaritin erkekleri dişilerinden daha iri olurlar. Dişiler 20 cm civarında olurken erkekler 25 cm ye kadar uzayabilirler.



İzmarit midye, deniz solucanı ve balık yumurtaları ile beslenen bir dip balığıdır. Et beyaz ve son derece lezzetlidir.

Tavası güzel olur. Sonbahar ve kış aylarında ızgarası da yapılır.



İzmaritler ızgara yapılırken ayıklanmaz. Olduğu gibi pişirilip bilahare derisi, bağırsakları ve kılçıkları ayıklanır.

üzerine limon ve zeytinyağı ile kıyılmış maydonoz eklenerek hazırlanır.



Pulları kazındıktan sonra derisi tulum çıkarılarak yapılan tavası da çok güzel olur



Kalkan







Karadenizin bu ünlü balığı bütün yassı, oval vücudu,

bir tarafı siyaha yakın, diğer tarafı beyaz rengi ve beyaz tarafındaki düğmeleri ile tanınır.



Her iki tarafı da siyah olan kaya kalkanına da nadiren rastlanır. Kaya kalkanı daha çok sinop ve samsun yörelerinde çıkar.



İstanbul boğazının kuzeyinde, karadenizin batısında avlanan kalkan bir tarafı siyah olan bir tarafı beyaz bayağı kalkandır.

Kalkan karadeniz içinde kışın kuzeyden güneye göç eder. Her mevsimde avlanan kalkan bütün sene boyunca yenebilir.



En lezzetli zamanı ocak sonundan mart ortalarına kadardır. Tavası çok güzel olur.  Buğlaması ve kağıt kebabı da yapılır.

İlkbahar sonundan ağustos ayına kadar yakalanan kalkan yavrularının tavası nefis olur







Yaz aylari disinda lezzetli olan pullu ve göçmen olmayan bir baliktir. Butun denizlerimizde yetisir.



Sonbahar, kis ve ilkbaharda cok lezzetlidir.Kefalin bugulamasi ve pilakisi cok guzel olur.



Ayrica likorinoz denilen tutsulusu de cok makbuldur.

Bir kefal turu olan haskefalin kurutulmus yumurtalari cok aranan bir deniz urunu, bir mezedir.



Sarikulak kefalin tavasi ve fileto izgarasida yapilir.

Kefal alirken cok dikkat etmek, tercihen ta nidik balikcilardan almak gerekir.



Çünkü kefal kirli ve bulanik suları cok sever ve buralarda diğer balıklar yaşamazken o yaşar.



Ö
rneğin İzmir korfezinde diğer balıklar yaşamazken kefal bol miktarda bulunmaktadir.



B
u sularda yakalanmış kefal insan sağlığı açısından büyük tehlike arzeder.



Kılıç



Türkiye’mizi çevreleyen sularda çok artık nadir görülen çok lezzetli bir balık türüdür.



Akdeniz ve Egede yıl boyunca karadeniz de ise yalniz yaz ayları görülür.



Kılıç gibi üst çenesi, lacivert-siyah sırt rengi ile tanınan bu balığın akrabasi marlin bizim sularmızda bulunmaz.



Daha cok Atlas okyanusunda Bermuda civarında bulunan bu balık  pişince pembemsi et rengi, kafadan kuyruğa kadar uzanan sırt yüzgeci ve  yuvarlak yerine yassı üst çenesiyle kılıçtan ayrılır.



Her mevsimde yenilebinen kılıcın en lezzetli zamani eylül-subat arasıdır. Bu balığın en güzel defne yapraklı şişi olur. Izgarası ve kağıt kebabı da yapılır.





Mezgit



 

Tavuk balığı olarakta bilinen mezgit bütün denizlerimizde bulunmakla beraber en cok karadenizde bulunur.



Yaz hariç devamlı yumurtalı durumdadır.

Yumurtalı tavası, dometesli sotesi guzel olur.

 



 

Kırlangıç



Bütün denizlerimizde bulunan Kırlangıç ortalama 25-30 cm olup nadiren 75 cm ye kadar uzayanlarınada rastlanır.

Sırt rengi kırmızı pembe karın ise pembe veya beyazdır.



Yakın akrabası olan öksüzden, bu balığın pembe-gri veya komple  gri sırtı ve öksüzün ördek kafasını andıran ağız yapısı ile ayrılır.



Her ikiside lezzetli olup genellikle kırlangıç tercih edilir.

Çok gelismis solungaclari ve girtlak yapisi ne deniyle ugultu, inilti gibi degişik şekilde frekanslarda ses çıkarır.

Bu ses nedeniyle bircok balikci tarafindan inleyen balik diye adlandirilir ve ugursuz kabul sayilir.



Kirlangic izgaraya ve tavaya uygun degildir.

Bugulamasi, ozellikle corbasi cok lezzetli olur.

Haslanmis kirlangicin ayiklanmis etleri mayonezli veya zeytin yagli limon sikarak soguk meze olarakta yenebilir.







İskorpit





Kirlangictan bahsedilince iskorpiti atlamak olmaz.

Her ne kadar ayni familyadan olmamakla beraber, etleri ve uygun  olduklari yemekler açisindan cok benzerlik gösterirler. Iskorpit butun  denizlerimizde bulunur.Iskorpitin sirt dikenleri zehirlidir.

Bu nedenle balikçiya ayiklattirilmalidir.

 



Akdeniz Midyesi



Ergin boylari yaklasik 10 cm olabilir.

 Kayalik ve  tasliklarin uzerine bissus organiyla ya pisik olarak yasarlar.Genellikle  kiyiya yakin sığ bölgelerde bulunurlar ve 80 metre derinliklere kadar  bulunabilirler.

 

 Beslenme  ozellikleri ise, bulunduklari ortamdaki organic maddelerle besnelip her  turlu mineral maddeleride filter beslek ozellikleri nedeniyle  sindirirler.

 

 Akintinin guclu oldugu iliman denizlerde genis bir yayilim gosterirler.

 

 Filter beslek  ozelliginden dolayi ortamdaki kirlilik etmeni olan herturlu milro  duzeyde maddeyide sindirim sistemi ve kas sistemi ne edebilecek  kapasitededir.

 

 Bu ortam  kirliligi domestik atiklar (ka nalizasyon atiklari evsel atiklar vs) ve  endustriyel (agir metaller, demir, kobalt, bakir vs) Ozellikle midye  dolma pisiminde sindirim sistemi ve solungaclari temizlenemeyecegi  icinbu sekilde pisirilerek sunulan midyeleri az tuketmek saglik  acisindan onemlidir.

 

 Pilaki pisirme  tekniginde ise solungec ve sindirim sistemleri cikartilabilir durumda  oldugu icin daha saglikli pisirme yontemi olarak kabul edilir.

 

 Herseyden once  midyelerin cikarilis kaynagi, tarihi, pisirildigi ortam kesinlikle  resmi kayit ile belirtilmis olmasi yada en azin dan tuketicinin bu  monuda bilincli olmasi halk sagligi acisindan cok onemlidir.

 

 Aksi taktirde  kitlesel olumler ile sonuclanana bircok hastaligin(hepatit serileri,  agir metal zehirlenmeleri vs) patlak ver mesi gundeme gelebilir.
Linkback: Deniz Balıkları Hakkında Kısa Bilgiler (Pişirme Önerileri) - By LoDoS
  • Gösterim 2,197 
  • yemek tarifleri
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (5)


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz