öLüme FarkLı Bir Bakiş Montaigne'den

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 15:21:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Madem ki  ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e; "Otuz  zalimler seni ölüme mahkum ettiler" denildiği zaman: "Tabiat da onları!"  demiş.

Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!

 

Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de  herşeyin ölümü olacaktır. Öyle ise, yüz sene daha yaşamayacağız diye  ağlamak, yüz sene önce yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir. Bu  hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik, bu hayata da eski şeklimizden  soyunarak girdik. Başımıza bir defa gelen sey, büyük bir dert sayılmaz.  Bir anda olup biten bir sey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı  mıdır? Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır, çünkü  yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. Aristo, Hypanis ırmağının  suları üstünde bir tek gün yaşayan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler.  Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın saat beşinde  ölen ihtiyar sayılır. Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını  hesaplamak hangimizi gülünç etmez? Ama sonsuzluğun yanında, dağların,  şehirlerin, yıldızların, ağaçların, hatta bazı hayvanların ömrü yanında  bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür.

 

Tabiat bunu böyle istiyor. Bize diyor ki: "Bu dünyaya nasıl geldiyseniz,  öylece çikip gidin." Ölümden hayata geçerken duymadığınız kaygıyı ve  korkuyu, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin,  dünya hayatının şartlarından biridir. (İnsanlar birbirini yaşatarak  yaşarlar ve hayat meşalesini, koşucular gibi, birbirlerine devrederler -  Lucretius).

 

Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün  her günkü işi, ölüm binasını kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de  içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmiş oluyorsunuz. Ya da  şöyle diyelim isterseniz; hayattan sonra ölümdesiniz, ama hayatta iken  ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden  daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır.

 

Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle  gidin. "Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp  gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine  boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? - Lucretius."

 

Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan  sizsiniz. Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün  bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yoktur.  Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu  yıldızlar, bu düzendir.
Linkback: öLüme FarkLı Bir Bakiş Montaigne'den
  • Gösterim 2,070 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (5)


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz