Sembolizm ve Sembolik Anlatımlar...

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 15:21:33

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Gönye ve Pergel Sembolü







Mason sembolleri içinde en çok bilineni ise iç içe geçmiş bir gönye ve pergelden oluşan kompozisyondur. Masonlar kendilerine sorulduğunda bu sembolün bilim, geometrik düzen, akılcılık gibi kavramları simgelediğini belirtirler. Oysaki gönye-pergelin bundan daha farklı bir anlamı vardır.



Bunu, tüm zamanların en büyük mason üstadlarından biri sayılan Albert Pike'ın Morals and Dogma (Ahlak ve Dogma) adlı kitabından öğrenmek mümkündür. Pike, bu kitabın 839. sayfasında pergel ve gönye sembolü hakkında şöyle yazmaktadır:



"Bu, Aryanlardaki Brahman ve Maya inançlarında veya Mısır'daki Osiris ve İsis efsanesinde olduğu gibi, kutsallığın ikili bir doğası olduğu düşüncesini sembolize eder. Örneğin Güneş erkek, Ay ise dişi bir doğaya sahiptir."73



Bunun anlamı, masonların en ünlü sembolü olan gönye-pergelin, aslında yine Eski Mısır'dan veya Hıristiyanlık öncesi Aryan inançlarından kaynaklanan pagan bir hurafenin işareti oluşudur. Pike'ın alıntısında geçen Ay ve Güneş sembolleri de mason localarında yer alan önemli bir semboldür ve bunlar Ay'a ve Güneş'e tapınan antik pagan toplumların batıl inançlarının bir ifadesinden başka bir şey değildir...



Yılan Sembolü







Yılan...

Olur olmaz yerde karşımıza çıkar.Kah mitolojide,kah destanlarda.kah..Kutsal kitaplarda.Kah...Ve tabii ki Tıp sembolünde..Yılan,Ejderha,Şahmeran,Ejder,Typhoon.. Mısır firavunları onu başlarında taşırdı.Başlarındaki kabarmış kobra..İnisiye edilmiş olduklarını ifade ederdi.Tevrattaki adı Nahaş.Nahaş....İbranice de..Çift manalıdır..Bir anlamı ile Yılan.Ama,diger anlamı ile de..Sırları bilen/Sırları çözen.Tıbbın sembolü olarak seçimi de..gerçekten..İlginç.1937 de Türk Tıp tarihinin kurucusu.Prof.Süheyl Ünver tarafından,teklif ve kabul ediliyor.1956 da da Dünya Tıp Cemiyeti tarafından kabul edilerek..Küreselleştiriliyor.İlgin olan da budur.Birbirine dolanmış çifte yılan..Tıbbın sembolü..Yılan,bazen ululanıp..bazende lanetlenmiştir..Nedense..Sümerde..Enki'nin sembolü idi.Tufanda Utnapiştim'i uyarıp..İnsanlıgı kurtaran..Tevratta ise Havvayı baştan çıkaran.Tıp sembolü olarakta ...ne diyelim?Şifa dagıtan.Ezoterik felsefede..Sırları bilen/Sırları saklayan/Sırların kaynagı..Birde kuyrugunu yiyen yılan var..Kundalini,Bu kadar zıtların sembolü olabilmek..Gerçekten de..Derin bir..Sırdır.Birde şu var..Doguda Çinden..Batıda Meksika-Aztek..Medeniyetlerine kadar küresel olarak yayılmış..Bir iyicil ejderha motifi vardır.Eski Türk inanışlarında da Ejderha..Kutsal ve iyicil bir göksel varlık idi.Sonradan..günümüze dogru..Kötücül şeytan oldu.Bizim Bergamalı..Asklepios..Tıbbın babasıdır..İlginçtir ki..Oda, Yılanlı bir sopa taşırmış..Tıpkı, Hermes gibi



Anka (Simurg) Kuşu Sembolü







Anka, birçok tradisyonda yer alan efsanevi kuşun Farsça'daki adlarından biridir. Eski Yunan mitolojisinde "Phoenix", Arap tradisyonunda "Anka", Çin'de "Tanniao" ve kimi tradisyonlarda "Homa" ya da "Rokh" adını alır.



Simurg (Simorgh), İran tradisyonunda insan dili bilen, mesajcı, sırdaş, hikmet sahibi, mükemmel bir kuştur. Kahramanları taşır, uzak mesafelere yolculuk yaptırır ve yakıp kendisini tekrar çağırabilsinler diye onlara kendi tüylerinden birkaç tane bırakır.



Arap tradisyonuna göre bu kuş, efsanevi Kaf Dağı'nın üzerindedir; Yunan mitolojisine göre öldükten sonra küllerinden doğan harika bir kuştur; Taoizm'de ise ölümsüzlüğün sembolüdür.



Sufi Ferideddin Attar, efsane ve masallardaki bu kuştan "kendini aramanın sembolü" olarak söz eder; masallardaki kahraman, sonunda, uzaklarda aradığı şeyin aslında çok yakınında olduğunu, yani kendisinde veya kendi içinde olduğunu idrak eder. Bu, "kendini bilme" sembolizmi, inisiyatik ifadelerle, inisiyatik ölüm ve başkalaşım geçirerek yeniden doğuş, mistisizmdeki ifadelerle, "uyanma, aydınlanma, kurtulma" olarak ifade edilir.



Kısaca, Simurg Kuşu, bir tekamül hedefinin sembolüdür ki, bu hedef ezoterik bilgilerde nefsaniyetini tümüyle alt etme ve 'Dünya gezegeni okulu' ndan mezun olacak düzeye gelme olarak ifade edilir.



Kimi yazarlar Hindu tradisyonundaki Garuda ve eski Mısır tradisyonundaki "Bennu" kuşunu Simurg ile bir tutarlarsa da, bu kuş Simurg (Anka) Kuşu'ndan çok farklı niteliklere sahip olarak betimlenir ve daha farklı anlamlara gelir..



Yin Yang Sembolü







En eski çin düşüncesinde, ilk varoluş biçimi bir çember şekliyle ifade edilir. hareketin ve hayatın başlamasından sonra ise, bunun aydınlık ve karanlık olarak ikiye ayrılıp birbirini etkilemeye başlaması görülür. bu da, çemberin hareket eden şekilde ak-kara diye iki bileşeninin gösterilmesiyle ifade edilir. yin dişi karanlık ve pasif elemanı, yang erkek aydınlık ve aktif elemanı ifade eder. çin düşüncesi, bu birbirinden farklı ama içiçe iki özelliğin karşılıklı etkimesi üzerine kuruludur. rasyonalistlerin yaptığı gibi, bu iki elemanın birbirinden kesin sınırlarla ayrılmış halde düşünülmesi söz konusu değildir.



Herşeyi Gören Göz Sembolü







Her şeyi 'Gören göz' çok iyi bilinen Masonik bir sembolüdür. Buna ayırca ışık saçan Delta da denmektedir.Amerikan Doları'nın üzerinde yer almaktadır (Buradan A.B.D. nin mason olduğunu ve dünyayı güttüğünü anlamamız gerekiyor). Göz, Illuminati'nin hükümet ve toplum içine sızarak hiçbir şeyi gözden kaçırmadığını işaret etmektedir. Üçgenden yansıyan parlak ışıklar aydınlanmanın -aklı dinin tehlikeli mitinden kurtarmak- ve aydınlatmanın simgesidir.



Pentagram Sembolü







Pentagram, Yunancada beş çizgili anlamına gelen pentagrammon kelimesinden türemiştir. Beş köşeli yıldız demektir.

Genellikle Venüs Gezegeni'yle ve Venüs Tanrıçasıyla ilişkili görülmüştür. Aynı Zamanda Hz. Süleyman'ın yıldızı olarak da bilinir. Hz. Davut'un 6 Köşeli Yıldızıyla çokça karıştırılabilmektedir. Birçok toplumca şans getirdiğine inanılır.

Cadılar tarafından oldukça kutsal olan bu sembol 5 elementin birleşimini ve uyumunu göstermektedir. Bu Beş Element;

Ruh (Akasha-Ether), Ateş, Hava, Su ve Topraktır. Ateş İradeyi, Hava Zekayı, Su Duyguları, Toprak ta madde alemini sembolize eder.

Dipnot; Tetragrammatton çok özel bir kelime olup yahudiler için yhvh nın karşılığıdır...



Gamalı Haç Sembolü









Svastika (Sanskritçe: Svastika) veya Gamalı haç, tarih öncesi dönemlerden kalma sembol. Gamalı haç ismi Yunanca gama (Î") harfine ve haç şekline (+) atfen verilmiştir. Svastika kelimesi Sanskritçe'deki su (iyi) ve asti (olmak) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. "İyi olmak, mutlu ve sağlıklı olmak" anlamlarına gelir.

Svastika Hinduizm, Budizm ve Jainizm'e göre kutsaldır. Kökeni pek çok antik uygarlığa, örneğin Mayalar, Navarrolar ve Sümerler'e, M.Ö. 4000′li yıllara dayanır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Alman Nazi partisi ve hükümeti tarafından amblem olarak kullanılmaya başlanmıştır.



Kılıç Sembolü







Kılıç, cengaverlik ve atılganlığın yanı sıra, adalet, güç, kuvvet ve erdemi de simgeler. Kılıcın keskin iki yüzü vardır. İyi ve kötü olarak tanımlanan dualite prensibi, kılıç sembolünde de kendini ifade eder. Güç, kuvvet, erdem ve adalet de iki yönlüdür. Bazen öldürücü olabilir. Adaletsizliği, kötülüğü, bilgisizliği simgeler. Bazen de yapıcı olmayı, kesintisiz olumluluğu, barış ve adaletin gücünü ve yeryüzünde tesis edilmesini simgeler.

Kılıç terazi yani eşitlik ve denge ile de ilgilidir. Terazi ağırlık olarak cisimlerdeki farklılıkları nasıl bize bildiriyorsa kılıçta aynı şeklide, iyi ve kötüleri birbirinden ayırt etmekte kullanılır. Yani bir yerde kılıç sembolü kullanılıyorsa, kılıcın şifresi gibi bir kavram söz konusu ise, anlaşılır ki orada iyi ve kötülerin keskin bir araçla birbirinden ayırt edilme zamanı gelmiştir ki bu bir uyanışın başlangıcında olma anlamını taşır.



Kılıç sembolüne değişik ekol ve tradisyonlar açısından da bakmakta yarar vardır. Ezoterizmle yakından ilgilenenlerin sık karşısına çıkan bu sembolün Rüya psikolojisine göre açıklaması şöyle; Bilinçliliği simgeleyebilir. Jung'un bireyselleşme dediği, ergenlikte başlayan sürecin ilk aşamasında, bilinçli ego, kendi yazgısını gerçekleştirmek için kendisini daha önce her şeyi kucaklayan bilinçsizlikten kurtarmalıdır. Bilinçli egonun öldürmek zorunda olduğu şey bilinçaltı değil fakat onun yutucu anne özelliğidir; bu yapıldıktan sonra ego bilinçaltına saygıyla davranmalı ve onunla işbirliği yapmalıdır. Kılıcın ejderhayı öldürdüğü masallardaki gibi.



Ruh ve Madde Yayınlarının yeni çıkardığı Semboller Ansiklopedisinde ise Kılıç için şunlar ifade edilmektedir: "Adalet duygusu sevmekten üstün bir duygudur. Burada bilgi hakimdir. Hakkın hak edene teslimi hakimdir, liyakati bilmek hakimdir, burada bir vazife anlayışı vardır. Bu duyguyu sevk ve idare eden kuşkusuz vicdanın makul vicdan düzeyindeki aşamasıdır." (Tebliğ Sadıklar Planı, 1967 )

Pek çok tradisyonda rastlanan bir semboldür. Sembolizmde kudretin, hakimiyetin sembolüdür. Genellikle "iyi"nin "kötü"yü yenmesi veya "kötü"nün üzerinde hakimiyet kurmasının konu edildiği sembolizmlerde kullanıldığı görülmektedir. Canavar ya da ejderle mücadelenin söz konusu olduğu öykülerde kahramanın silahı genellikle kılıç ya da oktur. Doğu tradisyonlarında ise ilah Vişnu kılıçla tasvir edilir.



Kılıcın şövalyelikteki anlamı Kral Arthur'un ünlü Excalibur kılıcıyla pekişmiştir. Kılıç sembolüne iç simyada "yeryüzünde ulaşılabilecek en yüksek ruhsal hal" anlamını ifade eden "altın kılıç" olarak rastlanır.



Kılıç sembolünün kimi zaman eksen anlamında da kullanılmış olduğu görülmektedir; ya adaletle ilgili olarak terazinin ekseni olur ya da İskitler'de olduğu gibi "Dünya Dağının" tepesindeki dünya ekseni olur. Kullanıldığı tradisyona göre farklı anlamlara gelen kılıç sembolünün tradisyonlardaki başlıca anlamları şöyle açıklanabilir:



1- En genel anlamıyla kudret ve hakimiyeti simgeler.



2- Kişinin içindeki ejdere karşı sürdürdüğü savaşta vicdan ve kendini denetleyebilme silahlarını simgeler.



3- Özel anlamda kimi zaman "Yüksek İdare Mekanizması"nın icra yetkisini simgeler. Terazinin ekseni olarak kullanıldığında, İlahi İrade Yasalarının gereklerinin kimseye ayrıcalık tanımadan ve kıl kadar şaşmadan yerine gelişini simgeler.



4- Birine verilen kılıç ya da kılıcın birine verilmesi "vazife"yi ve vazifenin yerine getirilmesi için gereken kudret ve yetkiyi simgeler.



5- Tradisyonlarda mızrak gibi yerin ekseni sembolünü de içerir.



Kılıç köprü sembolüyle birlikte kullanıldığında ise, ya köprünün inceliğini ifade eder ya da ıstırapla ilgili bir anlam içerir.



Çİft Sütun Sembolü







Mason localarının değişmez dekorlarından biri, locanın girişinde yer alan ikiz sütunlardır. Üzerlerine "Jakin" ve "Boaz" kelimeleri kazınmış olan bu sütunlar, Hz. Süleyman Tapınağı'nın girişinde yer alan iki sütunun taklidi olarak bilinir. Oysa gerçekte bu sembolde de masonların kastı, bir peygamber olan Hz. Süleyman'ı anmak değil, Hz. Süleyman hakkında üretilen iftira yoluyla, ilham aldıkları pagan inançları ifade etmektir. Bu sütunların kökeni de yine eski Mısır'dır. Mimar Sinan dergisindeki "Ritüellerimizdeki Allegori ve Semboller" başlıklı makalede bu konuda şu açıklama yapılır:



Örneğin Mısır'da Horus ve Sut göklerin ikiz mimarı ve dayanağı idiler. Hatta Tebai'deki Baccus da öyleydi. Localarımızdaki iki sütun da eski Mısır kaynaklıdır. Mısır'daki bu sütunların biri güneyde Thebes şehrinde diğeri kuzeyde Heliopolis'tedir. Mısır'ın baş tanrısı Ptah'a adanmış Amenta isimli tapınağın girişinde Solomon tapınağının girişinde olduğu gibi iki sütun vardı. Güneşle ilgili en eski mit'lerde de sonsuzluğun giriş kapısı önünde dikili akıl ve kuvvet isimli iki sütundan bahsedilir.



Altı Köşeli Yıldız Sembolü







Masonluğun bir diğer ünlü sembolü, iç içe geçmiş iki üçgenden oluşan altı köşeli yıldızdır. Aynı zamanda Yahudilerin geleneksel sembolü olan bu figür, İsrail Devleti'nin bayrağında da yer almaktadır. Mührün ilk kez Hz. Süleyman tarafından kullanıldığı kabul edilir. Dolayısıyla da bir "peygamber mührü" olan altı köşeli yıldız, Rahmani bir semboldür.



Ancak bu konuda masonların farklı bir düşüncesi vardır. Onlar, altı köşeli yıldızı, bir peygamber olan Hz. Süleyman'ın sembolü olarak değil, Eski Mısır'ın putperest kültürünün sembolü olarak benimsemişlerdir. Mimar Sinan dergisindeki "Ritüellerimizdeki Allegori ve Semboller" başlıklı bir makalede bu ilginç gerçek şöyle açıklanır:



Eşkenar üçgen, üç noktayı eşit uzaklığa dikerek bu değerlerin eş değer oluşunu işaret eder. Masonluğun da benimsediği ve Davut'un yıldızı diye bilinen iç içe geçmiş iki eşkenar üçgen yani hegzagram; bugün Yahudiliğin sembolü olarak bilinir ve İsrail'in bayrağında yer alır. Ama aslında bu sembolün başlangıcı eski Mısır'dır... Bu amblemi ilk olarak Tampliye Şövalyeleri yaptırdıkları kiliselerde anlamlı bir duvar süslemesi olarak kullanmaya başladılar. Çünkü Kudüs'te Hıristiyanlıkla ilgili önemli gerçekleri ilk keşfedenler onlardı. Tampliyeler alaşağı edildikten sonraki yıllarda, bu amblem bu sefer sinagoglarda kullanılmaya başlandı. Ama masonlukta biz bu amblemi şüphesiz Eski Mısır'daki ilk evrensel anlamıyla kullanıyoruz. Bu anlamda da iki önemli gücü birbiriyle kaynaştırıp birleştirmiş oluyoruz. Bu iki eşkenar üçgenin alt ve üst tabanlarını silerseniz karşınızda çok iyi tanıdığınız bu nadide sembolü bulursunuz.64





Aslında masonların Hz. Süleyman Tapınağı ile ilgili tüm sembollerini bu mantıkta yorumlamak gerekir. Hz. Süleyman, Kuran'da bildirildiği üzere, kendisi aleyhinde iftiralar uydurulmuş, sanki inkara düşmüş gibi gösterilmek istenmiş bir peygamberdir. Allah bir ayette, "Ve onlar, Süleyman'ın mülkü hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak şeytanlar inkâr etti..." (Bakara Suresi, 102) şeklinde buyurur.



Masonlar ise, Hz. Süleyman hakkındaki söz konusu çarpık bakış açısını benimsemiş, onu Eski Mısır'dan gelen pagan öğretilerin temsilcisi saymış ve bu nedenle Hz. Süleyman'a kendi öğretileri içinde büyük bir yer ayırmışlardır. Amerikalı tarihçi Michael Howard The Occult Conspiracy adlı kitabında, Ortaçağ'dan bu yana, Hz. Süleyman'ın (kendisini tenzih ederiz) sanki bir büyücüymüş gibi algılandığının görüldüğünü, birtakım pagan fikirlerin Yahudilik içindeki temsilcisi olarak kabul edildiğini anlatmaktadır.65 Howard bu bakış açısı nedeniyle masonların Hz. Süleyman mabedini bir "pagan tapınağı" olarak algıladıklarını ve bu yüzden tapınağa önem verdiklerini belirtmektedir.66



Gerçekte Allah'a karşı son derece bağlı ve itaatli bir kul ve peygamber olan Hz. Süleyman hakkında üretilmiş olan bu sahte imaj, masonluğun gerçek kökenini göstermesi açısından önemlidir.



Kabala'da Dört Dünya Sembolizmi



Evrendeki Bir'lik ve Bütün'lük ilkesine göre şekillenen bizim eski dediğimiz ama aslında eski değil de kadim sayılan bilgelik okulları ve ezoterik çalışmalar; görünmeyen etkileşimlerin işleyiş etkileri, insanların ve cisimlerin enerji dengeleri, enerji hatları ve bu etkileşimlerin, enerjilerin nasıl kullanılacağı hakkında bir hayli geniş bilgilere sahipti. Günümüzde ise her öğreti gibi maalesef Kabala öğretisi de çeşitli modern ve dejenere edilmiş Kabala tarikatlarının etkisi ile giderek yozlaşmakta ve bu kadim bilgiler, hak etmedikleri bir kolaylıkla elde edilir ve hemen kullanılabilir gibi pazarlamacı bir mantıkla insanlara sunulmaktadır. Oysa tüm ezoterik öğretilerin tek bir simyası vardır bu da bilginin insanı değiştirmesi simyasıdır. Gerçek simyacı madeni altına dönüştüren değil kendi iç varlığına ulaşan ve benliğindeki evrensel değerleri dünyada yaşarken açığa çıkarandır. Eğer aldığınız bilgi sizde bir değişime neden olmuyorsa, o bilgi bir süre sonra sizi dejenere bile edebilir. Eskiler biriktirilecek çok bilgi yerine sadelikle uygulanacak az bilgiyi tercih ederlerdi.

Eğer karşılaştırmalı bir bakış açısı ile ele alacak olursak, Kabala'daki Sefirotun astrolojide karşılığı vardır. Kabalistik astrolojide ele alınan değişken Sefirot takım yıldızlarının çalışma şekli birçok bölümlerden oluşmuştur ve ezoterik astroloji hakkında bilgi sahibi olmak, konuyu daha da derinden araştırmak isteyenlerin, astroloji ile Kabala arasında da bir bağ kurmasında bilgide derinleşme adına yararlar vardır.

Kabala' da bilginin 10 katmanda açılışına Sefirot adı verilir. Her sefirahtaki anlık dinamizm, minyatür ağacın damarlarındaki özsu akışına benzetilebilir. Bu dinamizmi ve bilgi açılımının astrolojideki karşılığı ise Feleklerdir. Kutsal metinlerde de bilgi 10 emirle açılım gösterir. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn Feleğinin üstündeki sekizinci Felek Burçlar Feleği yani Zodyaktır, onun üstünde Atlas Feleği vardır. En tepede ise İslam Kozmolojisinde büyük bir önem taşıyan Arş-ı Azam yani Her Şeyi Kuşatan vardır



FELEKLER



10 - ARŞ



9 - ATLAS FELEĞİ



8 - SABİT YILDIZLAR(ZODYAK)



7 - SATÜRN FELEĞİ



6 - JÜPİTER FELEĞİ



5 - MARS FELEĞİ



4 - GÜNEŞ FELEĞİ



3 - VENÜS FELEĞİ



2 - MERKÜR FELEĞİ



1 - AY FELEĞİ



Hermes'e göre "Yukarıdaki aşağıdaki gibidir ve aşağıdaki yukarıdaki gibidir."



Astrolojideki Felekler sistemi, makrodan mikroya inişin bir simgesi gibidir. Yukarıdaki aşağıdakine benzer ilkesine uygun olarak incelenen bu açılışların ve yayılımların astrolojideki karşılığı bireysel doğum haritalarındaki işaretleri doğru değerlendirip, haritaların evrensel akışa göre yönlendirilmelerine destek vermektir.



Astroloji evrensel enerji akışının, gezegenlere ve bireylere inişinin yönünü ve görünenin ardındaki görünmeyendeki etkilerini araştırırken; gök cisimlerinin pozisyonlarını, yaydıkları titreşimlerin insan yaşamı üzerindeki etkilerini de açığa çıkarır ve aslında ruhsal bir araştırma alanıdır ve özellikle gidilecek yolu işaret etmeye çalışır. Günümüze ulaşan ve halen yozlaşmamış haliyle korunan sağlam temelli astroloji bilgileri, kadim astrolojinin temel ve ezoterik bilgileridir. Titreşimlerden ve enerjilerden ibaret bir evren anlayışına sahip olan eski astrologlar, astrolojiyi çevrelerine şirin göstermek ya da onların tepkilerinden çekinerek, astrolojinin bu kadim özelliklerinden taviz vermek yerine, gerçeğe her zaman korkusuzca yaklaşmışlar ve özellikle geleceğe yönelik öngörülerinde, sadece yıldız haritalarının yorumlarıyla yetinmeyip, sezgilerini ve tüm psişik yeteneklerini de çekinmeden kullanmışlar ve bilgilerini insanlardan saklamak gereğini duymamışlardır. Aksine asli görevleri olan işaretleri doğru değerlendirme vazifelerini yerine getirmeye çalışmışlardır.

Kadim Astrolojiye göre, güç alanlarının karşılıklı dinamik etkileşimlerinden ortaya çıkan yani olasılık ve bilgi açısından zengin bir evren anlayışında, her şey canlıdır ve cansız şeylerle değil, canlı varlıklarla her düzeyden karşılıklı etkileşim içinde olduğumuz bir evrende yaşarız. Birçok ruhsal öğreti de doğal olarak astroloji gibi her şeyin meydana geldiği asli bir teklikten ya da ruhtan söz eder. Bu kadim öğretiler, günümüz çağdaş fiziği ile de büyük paralellikler göstermektedir. Fizikçiler artık her şeyin iç içe olduğu temel bir durumun varlığını tartışıyor. Bu düzen, evrenin kendisini dolaylı olarak ifade ettiği bütünselliktir; sırayla, evrendeki her madde ve nesne bu bütünselliği, saklı düzeni içerir. Kozmosun tamamı her birimizin içinde de saklıdır. Bu iç içe geçmiş saklı düzende, bizim bildiğimiz zaman ve mekan yoktur, kuantum fiziği de parçacık fiziğinin derinlerine indikçe mistiklerin bu tanımları ile karşılaşmaktadır. Modern fizikte de kadim kozmolojik evren tanımlarında da, evren maddenin de oluştuğu enerji ve alanlardan meydana gelmiştir. Enerji her şekli alabilirken, alanlar da enerjiyi şekillere dönüştüren modelleri oluşturur. Hem enerji hem de alanların tek bir bütünden meydana geldiği yönünde öne sürülen bu hipotez evrensel enerji akışının yönlendirilmesi konusunda da bir ipucu niteliğindedir. Bir bir bütündür ve her şey onda saklıdır.



Kabala' da ise, Hayat ağacı belirmenin yani oluşumun kutsal dünyasını teşkil eder ve varoluş ilk önce buradan başlar. Bu dünya Azilut'tur. (İbranice 'de yakınlık demektir) Azilut dünyasının doğasında, varolan bütün dinamikler ve kurallar tam olarak mevcuttur, çünkü orası saf iradenin (isteğin) olduğu yerdir. Kutsal varoluş, büyük kozmik çemberlerin dizilişi boyunca yaratılış, en yüksek gök kubbeden en küçük parçaya kadar uzayda halka halka yayılacaktır. Sonsuzluktan şu ana, çağlardan haftalara ve oradan da günlerin sonuna vardığı zaman her şey tam olur.

Saah'da ise " Herkes benim adımla çağrılana dek ki ben onu zarafetim için yarattım, ona şekil verdim yani onu yaptım" diye anılır. Çağrılmak, yaratılmak, şekil vermek ve yapmanın dört evresi, kutsal kitapların ve Kabalanın içinde sık sık yinelenir, bunlar en eski hayat ağacında (Azilut'ta) bulunurlar ve sembolik olarak ağacın kök, gövde, dal ve meyveleri ile ifade edilirler.



" Bu dört evre Tetragrammaton (dört kutsal harf) veya Tanrının en özel ismi YHVH 'nin dört harfiyle de açıklanabilir."


Linkback: Sembolizm ve Sembolik Anlatımlar...
  • Gösterim 3,564 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz