Tuna Nehri Aksam Diyor

Başlatan Tekyürek, 25 Ekim 2014, 00:01:59

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuna Nehri Aksam Diyor





         Yönetmen Mesut Uçakan, 'Tuna Nehri Aksam Diyor' adlı   belgeselin çekimlerine geçen hafta sonu Budapeşte'de motor dedi.

         Estergon'dan başlayarak Tuna Nehri'nin Karadeniz'e döküldüğü  Sulina'ya kadar, nehir kıyısındaki ülkelerde yer alan tüm Osmanlı  eserlerini sinema diliyle ekrana yansıtmayı amaçlayan belgeselin galası  27 Aralık'ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yapılacak. Uçakan,  Estergon Kalesi'ni çekerken biz de yanındaydık.

 

 

 

"Estergon Kala'sı subaşı hisar/Baykuşlar çağrışır bülbüller susar/Kâfir  bayrağını burcuna asar/Akma Tuna akma ben bir dertliyim/Yar peşinde  koşan kara bahtlıyım" Bir kalenin düşman eline geçmesini, en dramatik  şekilde anlatır bu dizeler. Mehterden ya da rahmetli Barış Manço'dan  dinlediğimiz bu dizelerin Estergon Kalesi için yazıldığını söylemeye  gerek yok. Bazen de eski bir film olarak  çıkar önümüze Estergon. Cüneyt Arkın, Serdar Gökhan gibi oyuncular  surlarında cirit atarlar, duvarlarına tırmanırlar. Koca Estergon, bütün  ihtişamıyla canlanır gözümüzün önünde. Yaban ellerde olduğunu unutur,  yanı başımızdaymış gibi hissederiz... Oysa Estergon Kalesi, Budapeşte  sırtlarından bakıyor Tuna'ya, hatta hemen karşısındaki Slovenya'ya. Yanı  başına inşa edilen Macaristan'ın en büyük kilisesi Matthias'a inat  süzüyor nehri. Peki Estergon Kalesi'nin bugün ne durumda olduğunu hiç  merak ettiniz mi? Ya da Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve  Ukrayna'daki diğer ecdad yadigarlarını. Galiba bu soru, cevabını aramaya  başladı. Bizler sınırları aşamasak da birileri onları evlerimizin baş  köşesine kadar getirmeye kararlı.

  Yönetmen Mesut Uçakan, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi  çerçevesinde 'Osmanlı Tuna'sı' diyebileceğimiz coğrafyada Türk ve İslâm  kültürünün izlerini araştırmak için kolları sıvadı. 'Tuna Nehri Aksam  Diyor' adıyla çekilecek belgesel için Budapeşte'de 'motor' dedi.  Belgesel, Tuna Nehri'ni bir gelin, İstanbul'u da beyefendi olarak ortaya  koyuyor. Estergon'dan başlayarak Tuna'nın Karadeniz'e döküldüğü  Sulina'ya kadar, nehir kıyısındaki irili ufaklı beldelerdeki Osmanlı  eserleri çarpıcı bir sinema diliyle ekrana yansıyor. Ekrana diyoruz,  zira üç bölümlük belgeselin yayınlanacağı kanal için TRT ve atv'nin adı  geçiyor. 90 dk'lık özel bir bölüm hazırlayıp 27 Aralık'ta Cemal Reşit Rey'de gala düşünüyor Uçakan.

  Macaristan'da gördüğü Osmanlı izleri oldukça heyecanlandırmış  yönetmeni. Bu heyecanına izleyicileri de ortak etmek için bir aylık  yoğun bir çekim süreci var önünde. Uçakan, "Amacımız cihan devletinin  yaptıklarını yeni nesle intikal ettirmek. Günümüz gençlerinin Recep  İvedik'lerle içinin boşaltıldığını görüyoruz." diyor. Sağlam bir ekiple  çalıştığını da belirtmekte fayda var. Pek çok televizyon projesinde yer  alan Ahmet Edebali, proje koordinatörlüğünü üstlenmiş. Görüntü  yönetmeni, "Dabbe" ve "Semum" filmlerinden hatırlayacağımız Seyhan  Bilir. Ekibe rehberlik yapan üç üniversite bitirmiş, beş dil bilen  Yakup'u da unutmamak gerekir. Sonradan Müslüman olan, ayaklı bir  kütüphane adeta.

 

 Gül Baba'yı Macarlar da seviyor

  Gül Baba'nın Budapeşte'deki türbesini sadece Müslüman turistler  ziyaret etmiyor. Çocuğu olan, evlenen Macarların da uğrak yeri.  Belgeselde ayrı bir yeri olacak Gül Baba'nın. Budapeşte'de gezilmedik,  görülmedik tarihi eser bırakmamış Uçakan.

  Biz yalnızca Budapeşte'deki çekimleri görsek de, bunlarla sınırlı  değil proje. Belgesel Tuna'nın ilk kaynağından, Brege ve Brigach dağ  ırmaklarının Almanya'nın güneyinde 678  metre yükseklikten çıkışı ile  başlıyor. Bir zamanlar Kanuni Sultan Süleyman ve Merzifonlu Kara Mustafa  Paşa'nın kapılarına dayandığı Viyana'dan geçerek Osmanlı'nın en büyük  destanlarından birinin yazılmış olduğu Budapeşte, Belgrad, Bükreş,  Vidin, Plevne, Silistre ve Köstence'ye kadar pek çok Tuna kentini içine  alıyor. İki günlük gezide pek çok yeri gezme fırsatı bulsak da daha  gezilmedik görülmedik o kadar eser var ki! Bunları da yakında belgeselde  izleyeceğiz. Bakalım üç bölümlük projede Tuna Gelin, Dersaaddet'teki  sevgilisine kavuşabilecek mi?

 

 

 

Tuna Nehri'nde adeta bir tarih tüneline giriyorsunuz


 

  Bir zamanlar Estergon'dan Mısır'a ve Yemen'e; oradan İran içlerine ve  kuzeyde Kırım'a kadar yolculuk edilir, ama aynı ülkenin sınırları içinde  kalınırdı. Bugün Estergon'dan Sulina'ya kadar yolculuk etmek isterseniz  beş ayrı ülkenin sınırlarından geçmek zorundasınız; Macaristan,  Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna... Ekip tüm yorgunluğunu  Tuna'da yaptığı tekne turu ile atıyor. Adeta bir tarih tünelinden  geçiyorsunuz. Teknede ikram, iltifat çok güzel fakat pek çok dile  çevrilmiş konuşmacının söylediği '"Macaristan'da her şey çok güzel  giderken, Türklerin buraya gelmesiyle o güzel günler geride kaldı"  sözüne takılıyoruz. Oysa şimdinin Macarları Avrupa'dan nefret ediyor.  Hatta Yakup'un dediğine göre Macarlar, "Osmanlı'ya karşı savaşacağımıza  onlarla birlik olup Avrupa'ya karşı savaşsak daha iyi durumda olurduk."  diyorlarmış.
Linkback: Tuna Nehri Aksam Diyor
  • Gösterim 2,096 
  • Herşey Genel Paylaşım
  • 0 Yanıtlar


Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor Üye ol Veya Giriş Yap


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious

Benzer Konular (3)


İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Replikacep.com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Replikacep.com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz